Türkiye’de Atık Su Arıtma
Türkiye’de Atık Su Arıtma
Bundan 13,8 milyar yıl önce “Big Bang” dediğimiz büyük patlama ile evren, yoktan var oldu. Dünya ise evrenin oluşumundan sonra tam 9 milyar yıl bekledi ve doğuşu 4,6 milyar yıl öncesinde gerçekleşti. Tabii ki bundan 4,6 milyar yıl önce Dünya bugünkü haline hiç benzemiyordu. Erimiş minerallerden ve patlayan volkanlardan oluşan magma bir yapıya sahipti. Su, aradan yüz milyonlarca yıl geçtikten sonra evrenin gönderdiği donmuş hediye paketleri gibi uzaydan gezegenimize gelmeye başladı.
Şimdi gezegenimizin yaklaşık % 70’inin sularla kaplı olduğunu hemen hemen tüm kaynaklarda okuyabilirsiniz. Elbette ki, suyun dünyamızdaki konumu, Dünya’nın Güneş’e olan mesafesiyle çok doğru orantılı… Güneş’in yeri değişirse su da form değiştirecek; Güneş biraz uzaklaşırsa su donacak, biraz yaklaşırsa da su buharlaşacak…
Su, yaşamın devamlılığı için değişmez bir gereksinim… Sadece suyun varlığı değil, suyun devamlılığına da ihtiyacımız çok büyük. Dünya, evrenin içinde dört tarafı boşluklarla çevrilmiş bir ada ve ne yazık ki ihtiyaç listemizi tamamlamak için buranın dışında bir alışveriş alanı yok. İhtiyacımız olan her eksiği kendi içimizde tamamlamak ve kaynakları kullanırken de adımlarımızı stratejik atmak zorundayız. Gökten gelen her damla hediye ve elimizdeki tüm kaynaklar için sürdürülebilir projeler üretmek artık bir seçim değil, zorunluluk.
Atık Su
Atık su kullanımı, kaynakları doğru kullanmak için iyi bir başlangıç noktası. Giderek artan nüfus ve sanayileşme ile birlikte dünyanın su ihtiyacı günden güne artıyor. Tüm ülkeler eşit oranda hissetmese de kıtlık, 21. yy’ın en önemli sorunlarından biri… Dünya üzerindeki su kaynakları azaldıkça da akla gelen en iyi öneri, atık suların yeniden hayata döndürülmesi olmaktadır.
Avrupa’da birçok ülke atık suyun değerlendirilmesi konusunda kendi içinde ya da uluslararası platformda düzenleyici talimat, kılavuz, kural ve yasalar belirlemiş durumda. Atık suların arıtılarak yeniden hayata kazandırılması için Avrupa Birliği Direktifleri, Birleşmiş Milletler Çevre Programı ve Çevre Koruma Ajanslarının yayınladığı atık suların yeniden kullanımı, arıtılması, kullanım alanları, potansiyelleri, riskleri ve önlemleri gibi başlıkları kapsayan kılavuzlar yol gösterici olmaktadır.
Hiç bitmek bilmeyecekmiş gibi görünen tüm kaynaklar için Dünya alarm vermeye başladı ve biz bu alarmı ne yazık ki çok geç duyduk. Ancak tehlike tablosunu daha iyi okuyabilmek için farkındalığımızı artırmak bizim elimizde…
Türkiye’de Atık Su Arıtma
Kişi başına düşen su miktarına göre o ülkenin su fakiri mi, ortalama ülkeler arasında mı yoksa su bakımında iyi mi olduğu hesap edilebilmekte. Bu hesaba göre ülke geneline düşen suyu hesapladığımızda; kişi başına düşen yıllık kullanılabilir su miktarı 2000 m3’ten az ülkeler su bakımından fakir, 2000-8000 m3 arasında olan ülkeler su azlığı çekmekte olan ülkeler ve 8000 m3’ten fazla ülkeler ise su bakımından zengin olan ülkeler olarak betimlenebilir.
Peki, Türkiye bu tablonun neresinde?
Türkiye’de kişi başına düşen su miktarı, yaklaşık olarak 519 m3 olmaktadır. Bu verilere göre su fakiri bir ülke olduğumuz ve konuyla ilgili yeni çalışmalar yürütmediğimiz takdirde kaynaklarımızı hızla tüketeceğimiz gerçeğini de iyi okumak gerekir. Zira Türkiye, kişi başına en yüksek tüketimin gerçekleştiği 7. ülke olarak bu konuyu gündeminden çekmemesi gereken ülkelerin arasında yer alıyor.
Türkiye, 2004 yılında konuyla ilgili çalışmalar yaptı ve Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği’ni yürürlüğe aldı. 2011 yılında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın açıkladığı Türkiye Çevre Durum Raporu’na göre, Türkiye’deki yeraltı suyunun payı yüzde 16,9’dan yüzde 15,5’e düştü. Buradan da hareketle hazırlanan istatistiki verilere göre, 83 milyon 154 bin nüfusa sahip Türkiye, 2030 yılına gelindiğinde 100 milyona ulaşacak ve yaşanan su kıtlığı ile savaşmak her geçen gün daha zor olacak.
Türkiye’de genelde, arıtılan atık suyun toplam yüzde 1,2’si yeniden kullanılabiliyor ve güncel hedef, önümüzdeki birkaç yıl içinde bu rakamı yüzde 5’e çıkarabilmek…
Atık Su Nasıl Arıtılır?
Atık su arıtımında birkaç teknik uygulanmaktadır. Tüm arıtma projelerinde genelde fizyolojik, biyolojik ve kimyasal metotlar kullanılır. Bu metotlar bazı standartlara bağlanmıştır ve tüm arıtma tesislerinde bu standardizasyon uygulanır.
- Fiziksel Arıtma Metodu: Bu metot ile atık suların içindeki kum, büyük parçalar ve kaba maddeler sudan ayıklanır. Bu işlem birkaç yolla gerçekleşebilir.
- Izgaradan geçirme yöntemiyle
- Kum tutucu kanallar aracılığıyla
- Ön çökeltme (maddelerin yer çekimi etkisiyle çökeltilmesi) sistemiyle.
- Biyolojik Arıtma Metodu: Bu metotla, atık suda çözülmüş halde bulunan parçalanabilen maddeler mikroorganizmalar tarafından besin ve enerji kaynağı olarak kullanılarak atık sudan uzaklaştırılır.
- Kimyasal Arıtma Metodu: Buradaki amaç, atık suda çözünmüş halde bulunan kirleticilerin kimyasal reaksiyonlar sayesinde çözünürlüğü düşük bileşiklere dönüştürülmesi ve bu yolla sudan temizlenmesidir.
Atık su arıtma projeleri günden güne değer kazanırken bu konuda gerçek bir gelişme kaydedebilmek için bu alana yatırım yapmak da şart. İlgili kurumlara ve kuruluşların temsilcilerine, üniversitelere, sanayicilere, sivil toplum kuruluşlarına ve özel sektörlere bu konuda oldukça büyük görev düşmektedir. Daha çok bilinçlenip doğal kaynaklarımızı ve atık sularımızı doğru yöneterek önce ülkemizdeki yaşamı, sonra da dünya yaşamını kolaylaştırmış ve daha rahat bir yaşamın altın anahtarını kazanmış olacağız.
KAYNAKÇA
https://tr.wikipedia.org/wiki/Ya%C5%9Fam%C4%B1n_evrimsel_tarihi_kronolojisi
https://www.tekyolbilim.com/su-dunyaya-nasil-geldi/